Ülkemizde sezaryenle doğum oranlarındaki artış, bu doğum şeklinin neden ve nasıl belirlendiğini tartışmaya açmıştır. Normal doğum ve sezaryen arasındaki farkları, olumlu ve olumsuz yönlerini aşağıda açıklamaya çalıştık:
Normal Doğum ve Sezaryenin Tarihçesi
Bebeğin doğum kanalından geçerek vaginadan çıkması normal doğum olarak adlandırılır. Epidural anestezi adı verilen ve belden yapılan bir iğneyle ağrı hissinin kaybolmasına neden olan yöntem sayesinde bayanlar için normal doğum yapmak daha kolaylaşmıştır.
İlk kez normal doğum yapan bayanlarda bebek çıkarken vaginanın girişini parçalamaması için epizyotomi adı verilen kesi yapılmaktadır. Amaç yırtılmayı önleyerek bebeğin etrafa zarar vermeden rahat bir şekilde çıkmasıdır. İlk doğumların hemen hepsinde bu işlem yapılmaktadır. Epizyotomi adı verilen bu kesinin yapılmadığı durumlarda vaginanın zorlanması ve makatta yırtılmalara neden olabilir. Ayrıca mesane alt duvarını destekleyen kasların yırtılmasıyla ilerde idrar kaçırma şikayetleri ortaya çıkabilir.
Normal doğumun son evresi olan ıkınma dönemi rahim ağzının tam açılmasından çocuğun çıkmasına kadar geçen dönemdir. En fazla 1 saat içinde bu dönem tamamlanmalıdır. Daha fazla uzaması durumunda forseps ya da vakum kullanılarak bebek dışarı çekilerek çıkartılır. Bunun nedenleri; kadının güçlü ıkınamaması, bebek başının iri olması ya da duruşundaki bozukluklar olabilir. Forseps ya da vakum kullanılmasını müdahaleli doğum olarak adlandırıyoruz. Müdahaleli doğum olması durumunda vaginanın zarar görme riski daha da artacaktır.
Tarihte anestezi tekniği gelişmeden önce bu tip sorunlar maalesef bebek ya da annenin kaybına ya da müdahaleli doğumlar bebekte kol ve omuz kırılmalarına neden olmaktaydı. Anestezinin gelişmesiyle sezaryen adı verilen işlemle bebeğin karından çıkarılması yöntemi geliştirilmiştir. Daha sonra sterilizasyon ve dikiş tekniklerinin de gelişmesi sezaryen ameliyatının da yaygınlaşmasına neden olmuştur.
Günümüzde sezaryen oranlarının gereksiz yere arttığı iddia edilmekte ve bu konu hekimle hastayı zaman zaman karşı karşıya getirmektedir. Bilimsel olarak kabul edilen normal doğum yerine sezaryenin yapılacağı durumlar şu şekilde sınıflandırılabilir:
- Baş ile kadın leğen kemiği arasında uyumsuzluk. Başın iri olup leğen kemiği çıkışının dar olması
- İlerlemeyen travay. Düzenli ağrılara rağmen rahim ağzının açılmaması ve bebeğin aşağı doğru ilerlememesi
- Fetal Distres : Doğum ağrıları sırasında kalp atımlarında sorun yaşanması ve bebeğe kan akışının bozularak ihmal halinde ölüme kadar gidebilecek sorunların oluşma riski
- Annedeki bazı sistemik hastalıklar nedeniyle normal doğum ve ıkınmanın riskli olması
- Bebeğin duruş bozuklukları: Normal şartlar altında bebek başla çıkıma doğru gelir. Bebeğin rahim içinde yan durması ya da su kesesinin açılarak kordonun sarkması sezaryeni gerektirir. Makat geliş yani çocuğun ters gelmesi ise yine tartışmalı bir konudur. İlk doğumunu yapmakta olan bayanlarda makat geliş olması durumunda sezaryeni seçen çok merkez vardır. Ancak normal doğumda yapılabilir. Tartışmalı bir konudur, bebeğin baş büyüklüğü ve bayanın kemik yapısı da doğum şeklini kararlaştırmada etkili olacaktır.
- Plasenta adı verilen çocuğu besleyen yapının rahim ağzını kapatması (Plasenta Previa) ya da plasentanın zamanından önce rahim duvarından ayrılması (Plasenta Dekolmanı)
Bunların yanında normal doğum yerine sezaryen önerilen tartişmalı konular mevcuttur.
Bu konuları da sınıflayalım:
- İleri anne yaşı: Doğada kadının doğum yaşı biyolojik olarak adet görülmeye başlandığı yıllar yani 18 ler olduğu dikkate alınırsa 40’lı yaşlara yaklaşmakta olan ve normal doğum isteyen kadının fizyolojik sınırların ötesine çıkmakta olduğu anlaşılacaktır. Kabul edilmeli ki kadın her yaşta normal doğum yapabilir ancak ilerleyen yaşla birlikte ıkınma ve ağrıları tolere etme yeteneğinin bir miktar azalması normal doğum sürecini zorlaştırmaktadır. Bu nedenle bazı hekimler 35 yaş üstü bayanlarda sezaryen önerebilmektedir.
- Normal doğumdan korku: Anne adaylarından bazıları normal doğumdan korkmakta ve kendini hazırlıksız hissetmektedir. Bu annelerin normal doğuma zorlanması ilerde psikolojik sorunlara neden olabileceğinden sezaryen tercih edilebilir.
- Omurga bozuklukları: Omurgasında eğrilik ya da kamburluk olanların ıkınmasında sorun yaşanabileceği için sezaryen daha iyi bir tercih olabilir.
- Aşırı kilo alınması: Ortalama olarak gebelik boyunca alınması gereken kilo miktarı 10-12 kg dır. Ancak bazı hamile bayanların çok aşırı kilo aldıkları ve hareket etmekte zorlandıkları göze çarpmaktadır. Böyle bayanlarda da bazen sezaryen önerilmektedir.
Bütün bunlara ek olarak normal doğum sonrasında bebek ya da annede ortaya çıkan sorunlar nedeniyle hekimlerin mahkemeye verilmeleri ve yüklü miktarda tazminat ödemeye mahkum edilmeleri Kadın Doğum Uzmanlarını normal doğum yapmaktan kaçınır hale getirmiştir. Tüm dünyada bu yasal sıkıntılar nedeniyle hekimler yüksek riskli normal doğumlara sıcak bakmamaktadırlar.
Normal doğumun temel sakıncaları:
- Bebeğin uzun süre doğum kanalında kalarak sıkıntıya girmesi ve bunun ileriki yıllarda başarısını etkilemesi,
- Bebeğin vaginal kanaldan çıkışı sırasında omuz ya da kolunda kırılma olması
- Müdahaleli doğumlar sırasında baş ya da alında kalıcı iz gelişmesi
- Bebeğin çıkarken annenin vagina girişini yırtarak burada şekil bozukluğu, makatta yırtılmaya neden olarak dışkı kaçırma ya da mesane altındaki kasların yırtılmasına neden olarak ilerleyen yıllarda idrar kaçırmaya neden olması
Buna karşılık sezaryen bir cerrahi işlemdir ve normal doğumla farkları aşağıdaki gibi özetlenebilir:
1.Genel anestezi alınması: Sezaryen bir ameliyat olduğu için genel anestezi ya da epidural anestezi altında uygulanmaktadır. Her iki anestezi tekniği de son yıllarda çok gelişmiş olsa da nadiren dolaşım sistemi ile ilgili sorunlara yol açabilmektedir.
2. Karnın açılması: Bebeğin karından çıkarılması işleminde karın açılmakta ve barsak/mesane gibi diğer organlar uzaklaştırılmaktadır. Sezaryen sırasında bu organlar zarar görebilir ya da karnın açılması yapışıklıklara neden olarak daha sonraki bir ameliyatın zor geçmesine enden olabilir.
3.Ameliyat sırasında ortaya çıkabilecek kanama ve mikrop kapma riski normal doğuma göre daha yüksektir.
4. Hastanede kalış süresi normal doğumda 1 gün sezaryende 2 gündür ve sezaryen sonrası dönemde ağrı daha fazla olmaktadır.
Bu bilgiler ışığında eğer kesin bir sakınca yoksa bayanların normal doğuma yönlendirilmesi ve desteklenmesi uygundur. Ancak doğum şekliyle ilgili son kararı verirken hekim ve ailenin birlikte tartışarak karar vermesi stresi azaltan doğru bir yaklaşım olacaktır.