MYOM

 
MYOM
 
Myomlar rahimin düz kas tabakasından kaynaklanan selim kitlelerdir. Etraflarında bir kapsül vardır, çok değişik boyutlarda olabilirler. Büyüklüklerinin yanı sıra rahimin şeklini ve duruşunu değiştirmeleri de önemli sorunlara yol açabilir. Tek başlarına olabildikleri gibi birden fazla sayıda bulunabilirler.
 
Myom oluşma nedenleri
 
Myomların neden oluştukları kesin olarak bilinmemektedir. Yumurtalıklardan üretilen östrogen adı verilen hormona bağlı olarak büyürler ancak ilk tetikleyen uyarının ne olduğu kesinlik kazanmamıştır. Östrogen hormonunun çok arttığı gebelik döneminde hızlı büyüdükleri gözlenmektedir.
 
Yaklaşık her 4-5 kadının birinde myom bulunur ve çoğu bir soruna neden olmaz. Özellikle 30-40 yaşları arasında myomlara ilişkin şikayetler ortaya çıkar, menapozla beraber ise, yumurtalıkların ürettiği östrogen hormonunun azalmasına bağlı olarak myomlar küçülür.
 
Myomlar yerleştikleri yere göre farklı şikayetlere ve sorunlara neden olurlar. Yerleştikleri bölgelere göre adlandırılırlar:
 
1. Rahimin iç bölgesine uzanan myomlar (submukoz myomlar), tüm myomların %55’ini oluşturur.
2. Rahim duvarının ortasında yer alan myomlar (intramural myomlar), tüm myomların %40’ını oluşturur.
3. Rahimin dışına uzanan myomlar (subseroz myomlar), tüm myomların %5’ini oluşturur.
 
Myomların yol açtığı şikayetler
 
Aşırı ya da düzensiz kanama, kasık ağrısı, idrar torbası ve/veya barsaklar üzerine bası en sık rastlanan sorunlardır.
 
Rahim iç tabakasına uzanan myomlar en çok düzensiz kanamaya neden olanlardır. Ayrıca bu bölgede yerleşik olan myomlar rahim içi boşluğunun şekil değişimine neden olacağından gebe kalma şansını da azaltabilir. Myomları olan kadınların yaklaşık ¼ inde düzensiz kanamalar görülür.
 
Rahim duvarının ortasında yer alan myomlar da düzensiz kanama nedeni olabilirler. Ayrıca şiddetli ağrıya da yol açabilirler. Ağrının nedeni myomun önce hızla büyümesi sonra da iç kısmının bozuşmasıdır. Bunu bir portakalın iç kısmının çürümesine benzetebiliriz.
 
Rahim dışında yer alan myomlar düzensiz kanamadan ziyade ağrı ve bası şikayetlerine neden olurlar. Burada oluşan ağrının nedeni myomun iç kısmının çürümesi olabileceği gibi sapı olan myomların kendi etrafında dönmesine de bağlı olabilir. Ayrıca bu tarz myomlar öne doğru büyüyerek mesane üzerine bastırabilir ve idrar şikayetlerine neden olabilirler. Nadiren de olsa bazen de üreter adı verilen idrar yolu üzerine bası yaparak o taraftaki böbreğin işlevini yitirmesine neden olabilirler.
 
Myomlar bazen aşırı büyüyerek dışardan elle hissedilebilir hale gelir. İlişki sırasında ağrı da yine ileri derecede büyümüş myomu olan kadınlarda ortaya çıkabilir.
 
 
 
 
 
 
Myomlar ve Kısırlık
 
Özellikle rahimin iç boşluğuna uzanan myomlar bu boşlukta şekil bozukluğu yaparak embriyonun içerde yerleşmesine veya büyümesine engel olabilir ve çocuk sahibi olmayı engelleyebilir. Ayrıca eğer embriyo myomun yer aldığı bölgeye ya da yakınına yerleşirse kanlanma bozulabileceği için düşüklere neden olabilir. Gebeliğin ileri dönemlerine ulaşıldığında myomlar dejenere olarak ya da kendi etrafında dönerek ağrıya, bazen de erken doğuma neden olabilir. Bu nedenle gebe kalmayı planlayan bayanlar gebelik öncesi mutlaka doktor kontroluna giderek myom varlığı açısından da araştırılmalıdırlar.
 
Gebe kalmakta zorlanan çiftlerin muayenesi ve rahim içinin kontrol edilmesi bilgi verecektir. Rahim içinde myom varlığını gösteren en basit test Histerosalpingografi adı verilen rahim filmidir. Daha ileri inceleme ise Histeroskopi adı verilen ve rahim içine optik bir aletle girerek inceleme yapılmasını sağlayan testdir.
 
Myom ve Kanser
 
Myomların kansere dönüşme olasılığı 1000 de 2 civarındadır, genellikle menopozdaki kadınlarda görülür. Eğer myom hızla büyüyorsa kanser riski açısından mutlaka araştırılmalıdır.
 
Myomların Tanısı
 
Jinekolojik muayene; özellikle ileri derecede büyümüş olan myomlar jinekolojik muayenede elle hissedilebilir. Ancak yumurtalıklardaki kistler, barsak kaynaklı tümörler ve hatta gebelik myomlarla karışabileceğinden muayenede kesin tanı konulamayabilir.
 
 
Ultrason; Vaginal yoldan ya da karından yapılan ultrason incelemesi myomların yeri ve yapısı hakkında detaylı bilgi verebilir. Rahim içine uzanan myomların daha iyi tanınması ise sono histerografi adı verilen bir işlemle mümkündür. Bu işlemde ultrason altında izlenirken rahim içine sıvı verilerek şişirilir böylece rahim iç boşluğu ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olunabilir.
 
Histerosalpingografi; Rahim içine radyoopak madde verilerek röntgen çekilir. Bu madde rahim içini doldurduğundan bu bölgede yer alan değişimler röntgen filminde görülecektir. Basit bir yöntemdir ve sadece adet sancısı gibi bir ağrıya neden olabilir. Ülkemizde bayanların ağrıdan korkarak bu testi yaptırmaktan çekindiklerini gözlemliyoruz. Ancak çok ağrılı bir işlem değildir ve işlem öncesinde alınabilecek bir ağrı kesici rahatlatıcı olacaktır.
 
Histeroskopi; genel anestezi altında rahim içine optik bir aletle girilerek rahim içi sıvıyla şişirilir ve bir kamera vasıtasıyla inceleme yapılır. Bu yöntem myomlarda tanıya yaradığı gibi tedaviyi de sağlayabilir. Rahim içinde uzanan myomlar bir kepçe yardımıyla kesilerek çıkartılabilir. Dolayısıyla aynı anda hem tanıyı hem de tedaviyi sağlayan bir yöntemdir.
 
Laparoskopi; göbek deliğinden sokulan optik alet vasıtasıyla karın içine girilerek rahimin ve etrafının incelenmesidir. Rahim dışına uzanan myomlar bu yöntemle tanınabilir ve gereğinde kesilerek çıkartılabilir. Bu yöntem son yıllarda giderek gelişmekte ve dünyada yaygınlaşmaktadır.
 
Tomografi ve Magnetik Rezonans adı verilen testle myomların özellikle ultrason ile tanınamadığı kadınlarda nadir olarak uygulanır. Gelişmiş ultrason cihazları ile tanı çok kolaylaşmış olduğundan bu testler giderek daha az kullanılmaktadır.
 
Tedavi
 
Yukarda da söz edildiği gibi myomların çoğunda tedaviye gerek yoktur. Kasık ağrısı, bası hissi, aşırı kanama ve gebe kalmada sorun yaşayan bayanlar mutlaka doktora başvurarak muayene olmalıdırlar. Her hastalıkta olduğu gibi myomlarda da erken tanı çok önemlidir, tedavinin daha etkili olmasını sağlar ve yan etkiler azalır. Ayrıca bayanların düzenli jinekolojik muayenelerine gitmeleri de myomların erken tanısında önemlidir. Bu sayede myomlar erken tanınabildiği gibi hızla büyüyen myomlarda zaman kaybetmeden teşhis edilebilir.
 
Myomların operasyonla çıkartılması
 
Daha önceki yıllarda sadece myomların büyüklüklerine bakarak operasyon kararı verilirdi.
Ancak gelişen tıbbi bilgilerimiz çerçevesinde myomların çaplarından ziyade ortaya çıkardıkları sorunlar nedeniyle opere edilmeleri önerilmektedir.
 
Rahimin duvarı içinde yer alan ya da rahim dışına çıkan myomların çıkarılması laparatomi(karından açık amaeliyat) ya da laparoskopi(kapalı ameliyat) ile yapılabilir.
 
Özellikle çıkarılması zor bir yerde olan ve kanama riski olan myomları çıkarmak için açık ameliyat daha sık uygulanmaktadır. Bu yöntemde myomlar kapsülünden ayrılarak çıkartılır.
Burada önemli noktalardan biri myom ameliyatından sonra gebe kalanlarda doğum sırasında myomun çıkartılması için kesilen yerin yırtılarak kanamaya başlamasıdır. Bu nedenle myom ameliyatı olmuş hastaların doğum sırasında yakından izlenmesi gerekmektedir.
 
Açık myom ameliyatlarından sonra diğer sorun ise myomun çıkarıldığı yerde gelişen yapışıklıklardır. Bu nedenle operasyon kararı çok dikkatle alınmalıdır. Gereksiz yere yapılacak bir operasyon kadında aşırı yapışıklılara ve buna bağlı gebe kalmada sorunlara neden olabilir.
 
Açık operasyon sonrasında hastanede kalış süresi 2 gündür. Daha sonra bayan normal günlük aktivitelerine geri dönebilir.
 
Laparoskopi adı verilen kapalı ameliyat yönteminde ise operasyon sonrası yapışıklık riski daha azdır ve hastanede yatış süresi 1 gündür. Uygun olan vakalarda kapalı ameliyat yöntemi giderek yaygınlaşmaktadır.
 
Fazla sayıda ve çok büyük myomları olan ve gebe kalma beklentisi olmayan bayanlarda diğer bir yöntem rahimin tamamen alınmasıdır. Ancak bu işlem yaşı 45’in üzerinde olanlarda uygun bir seçenek gibi durmaktadır.
 
Myomların Tıbbi Tedavisi
 
GnRH analaogları adı verilen ve ülkemizde de bulunan bazı ilaçlar yumurtalıkları baskılayarak myomları büyüten östrogen hormonunun azalmasına ve böylece myomlarda küçülmeye neden olurlar. Bu ilaçların kullanımında iki amaç vardır. Birincisi rahim içine doğru uzanan myomları opere etmeden önce biraz küçülterek operasyonu kolaylaştırmaktır. İkincisi ise myom nedeniyle aşırı kanayarak kansız kalmış hastalarda kısa bir süreliğine kanamayı durdurmaktır. Bu ilaçları yaygın olarak kullanmanın sakıncası ilaç bırakıldığında myomların tekrar büyüyerek eski boyutlarına dönmesidir.
 
Ayrıca bu ilaçların uzun süre kullanılmaları kemik erimesine yol açabilir ve sıcak basmalarına neden olabilir. Bu sayılan nedenlerden ötürü myomların ilaçla tedavisi yaygınlaşmamıştır ve sadece sınırlı sayıda hastada kullanılmaktadır.
 
Uzm.Dr.Meriç Karacan
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 
 

Myomlar rahimin düz kas tabakasından kaynaklanan selim kitlelerdir. Etraflarında bir kapsül vardır, çok değişik boyutlarda olabilirler. Büyüklüklerinin yanı sıra rahimin şeklini ve duruşunu değiştirmeleri de önemli sorunlara yol açabilir. Tek başlarına olabildikleri gibi birden fazla sayıda bulunabilirler. 

 

Myom oluşma nedenleri

Myomların neden oluştukları kesin olarak bilinmemektedir. Yumurtalıklardan üretilen östrogen adı verilen hormona bağlı olarak büyürler ancak ilk tetikleyen uyarının ne olduğu kesinlik kazanmamıştır. Östrogen hormonunun çok arttığı gebelik döneminde hızlı büyüdükleri gözlenmektedir. 
Yaklaşık her 4-5 kadının birinde myom bulunur ve çoğu bir soruna neden olmaz. Özellikle 30-40 yaşları arasında myomlara ilişkin şikayetler ortaya çıkar, menapozla beraber ise, yumurtalıkların ürettiği östrogen hormonunun azalmasına bağlı olarak myomlar küçülür.

Myomlar yerleştikleri yere göre farklı şikayetlere ve sorunlara neden olurlar. Yerleştikleri bölgelere göre adlandırılırlar:

1. Rahimin iç bölgesine uzanan myomlar (submukoz myomlar), tüm myomların %55’ini oluşturur.
2. Rahim duvarının ortasında yer alan myomlar (intramural myomlar), tüm myomların %40’ını oluşturur.3. Rahimin dışına uzanan myomlar (subseroz myomlar), tüm myomların %5’ini oluşturur.

Myomların yol açtığı şikayetler

Aşırı ya da düzensiz kanama, kasık ağrısı, idrar torbası ve/veya barsaklar üzerine bası en sık rastlanan sorunlardır.

Rahim iç tabakasına uzanan myomlar en çok düzensiz kanamaya neden olanlardır. Ayrıca bu bölgede yerleşik olan myomlar rahim içi boşluğunun şekil değişimine neden olacağından gebe kalma şansını da azaltabilir. Myomları olan kadınların yaklaşık ¼ inde düzensiz kanamalar görülür. 

Rahim duvarının ortasında yer alan myomlar da düzensiz kanama nedeni olabilirler. Ayrıca şiddetli ağrıya da yol açabilirler. Ağrının nedeni myomun önce hızla büyümesi sonra da iç kısmının bozuşmasıdır. Bunu bir portakalın iç kısmının çürümesine benzetebiliriz.

Rahim dışında yer alan myomlar düzensiz kanamadan ziyade ağrı ve bası şikayetlerine neden olurlar. Burada oluşan ağrının nedeni myomun iç kısmının çürümesi olabileceği gibi sapı olan myomların kendi etrafında dönmesine de bağlı olabilir. Ayrıca bu tarz myomlar öne doğru büyüyerek mesane üzerine bastırabilir ve idrar şikayetlerine neden olabilirler. Nadiren de olsa bazen de üreter adı verilen idrar yolu üzerine bası yaparak o taraftaki böbreğin işlevini yitirmesine neden olabilirler. 

Myomlar bazen aşırı büyüyerek dışardan elle hissedilebilir hale gelir. İlişki sırasında ağrı da yine ileri derecede büyümüş myomu olan kadınlarda ortaya çıkabilir.

Myomlar ve Kısırlık

Özellikle rahimin iç boşluğuna uzanan myomlar bu boşlukta şekil bozukluğu yaparak embriyonun içerde yerleşmesine veya büyümesine engel olabilir ve çocuk sahibi olmayı engelleyebilir. Ayrıca eğer embriyo myomun yer aldığı bölgeye ya da yakınına yerleşirse kanlanma bozulabileceği için düşüklere neden olabilir. Gebeliğin ileri dönemlerine ulaşıldığında myomlar dejenere olarak ya da kendi etrafında dönerek ağrıya, bazen de erken doğuma neden olabilir. Bu nedenle gebe kalmayı planlayan bayanlar gebelik öncesi mutlaka doktor kontroluna giderek myom varlığı açısından da araştırılmalıdırlar.

Gebe kalmakta zorlanan çiftlerin muayenesi ve rahim içinin kontrol edilmesi bilgi verecektir. Rahim içinde myom varlığını gösteren en basit test Histerosalpingografi adı verilen rahim filmidir. Daha ileri inceleme ise Histeroskopi adı verilen ve rahim içine optik bir aletle girerek inceleme yapılmasını sağlayan testdir.

Myom ve Kanser

Myomların kansere dönüşme olasılığı 1000 de 2 civarındadır, genellikle menopozdaki kadınlarda görülür. Eğer myom hızla büyüyorsa kanser riski açısından mutlaka araştırılmalıdır.

Myomların Tanısı

Jinekolojik muayene; özellikle ileri derecede büyümüş olan myomlar jinekolojik muayenede elle hissedilebilir. Ancak yumurtalıklardaki kistler, barsak kaynaklı tümörler ve hatta gebelik myomlarla karışabileceğinden muayenede kesin tanı konulamayabilir.

Ultrason; Vaginal yoldan ya da karından yapılan ultrason incelemesi myomların yeri ve yapısı hakkında detaylı bilgi verebilir. Rahim içine uzanan myomların daha iyi tanınması ise sono histerografi adı verilen bir işlemle mümkündür. Bu işlemde ultrason altında izlenirken rahim içine sıvı verilerek şişirilir böylece rahim iç boşluğu ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olunabilir.

Histerosalpingografi; Rahim içine radyoopak madde verilerek röntgen çekilir. Bu madde rahim içini doldurduğundan bu bölgede yer alan değişimler röntgen filminde görülecektir. Basit bir yöntemdir ve sadece adet sancısı gibi bir ağrıya neden olabilir. Ülkemizde bayanların ağrıdan korkarak bu testi yaptırmaktan çekindiklerini gözlemliyoruz. Ancak çok ağrılı bir işlem değildir ve işlem öncesinde alınabilecek bir ağrı kesici rahatlatıcı olacaktır.

Histeroskopi; genel anestezi altında rahim içine optik bir aletle girilerek rahim içi sıvıyla şişirilir ve bir kamera vasıtasıyla inceleme yapılır. Bu yöntem myomlarda tanıya yaradığı gibi tedaviyi de sağlayabilir. Rahim içinde uzanan myomlar bir kepçe yardımıyla kesilerek çıkartılabilir. Dolayısıyla aynı anda hem tanıyı hem de tedaviyi sağlayan bir yöntemdir.

Laparoskopi; göbek deliğinden sokulan optik alet vasıtasıyla karın içine girilerek rahimin ve etrafının incelenmesidir. Rahim dışına uzanan myomlar bu yöntemle tanınabilir ve gereğinde kesilerek çıkartılabilir. Bu yöntem son yıllarda giderek gelişmekte ve dünyada yaygınlaşmaktadır.

Tomografi ve Magnetik Rezonans adı verilen testle myomların özellikle ultrason ile tanınamadığı kadınlarda nadir olarak uygulanır. Gelişmiş ultrason cihazları ile tanı çok kolaylaşmış olduğundan bu testler giderek daha az kullanılmaktadır.

Tedavi

Yukarda da söz edildiği gibi myomların çoğunda tedaviye gerek yoktur. Kasık ağrısı, bası hissi, aşırı kanama ve gebe kalmada sorun yaşayan bayanlar mutlaka doktora başvurarak muayene olmalıdırlar. Her hastalıkta olduğu gibi myomlarda da erken tanı çok önemlidir, tedavinin daha etkili olmasını sağlar ve yan etkiler azalır. Ayrıca bayanların düzenli jinekolojik muayenelerine gitmeleri de myomların erken tanısında önemlidir. Bu sayede myomlar erken tanınabildiği gibi hızla büyüyen myomlarda zaman kaybetmeden teşhis edilebilir.

Myomların operasyonla çıkartılması

Daha önceki yıllarda sadece myomların büyüklüklerine bakarak operasyon kararı verilirdi.Ancak gelişen tıbbi bilgilerimiz çerçevesinde myomların çaplarından ziyade ortaya çıkardıkları sorunlar nedeniyle opere edilmeleri önerilmektedir. 
Rahimin duvarı içinde yer alan ya da rahim dışına çıkan myomların çıkarılması laparatomi(karından açık amaeliyat) ya da laparoskopi(kapalı ameliyat) ile yapılabilir.

Özellikle çıkarılması zor bir yerde olan ve kanama riski olan myomları çıkarmak için açık ameliyat daha sık uygulanmaktadır. Bu yöntemde myomlar kapsülünden ayrılarak çıkartılır.Burada önemli noktalardan biri myom ameliyatından sonra gebe kalanlarda doğum sırasında myomun çıkartılması için kesilen yerin yırtılarak kanamaya başlamasıdır. Bu nedenle myom ameliyatı olmuş hastaların doğum sırasında yakından izlenmesi gerekmektedir.

Açık myom ameliyatlarından sonra diğer sorun ise myomun çıkarıldığı yerde gelişen yapışıklıklardır. Bu nedenle operasyon kararı çok dikkatle alınmalıdır. Gereksiz yere yapılacak bir operasyon kadında aşırı yapışıklılara ve buna bağlı gebe kalmada sorunlara neden olabilir.

Açık operasyon sonrasında hastanede kalış süresi 2 gündür. Daha sonra bayan normal günlük aktivitelerine geri dönebilir.
Laparoskopi adı verilen kapalı ameliyat yönteminde ise operasyon sonrası yapışıklık riski daha azdır ve hastanede yatış süresi 1 gündür. Uygun olan vakalarda kapalı ameliyat yöntemi giderek yaygınlaşmaktadır. 

Fazla sayıda ve çok büyük myomları olan ve gebe kalma beklentisi olmayan bayanlarda diğer bir yöntem rahimin tamamen alınmasıdır. Ancak bu işlem yaşı 45’in üzerinde olanlarda uygun bir seçenek gibi durmaktadır.

Myomların Tıbbi Tedavisi

GnRH analaogları adı verilen ve ülkemizde de bulunan bazı ilaçlar yumurtalıkları baskılayarak myomları büyüten östrogen hormonunun azalmasına ve böylece myomlarda küçülmeye neden olurlar. Bu ilaçların kullanımında iki amaç vardır. Birincisi rahim içine doğru uzanan myomları opere etmeden önce biraz küçülterek operasyonu kolaylaştırmaktır. İkincisi ise myom nedeniyle aşırı kanayarak kansız kalmış hastalarda kısa bir süreliğine kanamayı durdurmaktır. Bu ilaçları yaygın olarak kullanmanın sakıncası ilaç bırakıldığında myomların tekrar büyüyerek eski boyutlarına dönmesidir.

Ayrıca bu ilaçların uzun süre kullanılmaları kemik erimesine yol açabilir ve sıcak basmalarına neden olabilir. Bu sayılan nedenlerden ötürü myomların ilaçla tedavisi yaygınlaşmamıştır ve sadece sınırlı sayıda hastada kullanılmaktadır.



© 2024 Prof. Dr. Meriç Karacan. All Rights Reserved.